Gezinimi atla

Tag Archives: Lee Pace

Eylül Filmi

Eylül filmimiz 2006 yapımı olan; ancak geçtiğimiz aylara kadar yayınlanmamış olan “The Fall” yani “Düşüş” adlı film. Jennifer Lopez ve Vince Vaughn’un başrolünü oynadıkları “The Cell” (Hücre) adlı psikolojik gerilim filminin Hintli yönetmeni Tarsem Singh yine kamera arkasında. Filmin başrol oyunları “Pushing Daisies” adlı mükemmel dizide Ned rolünü canlandıran, “The Good Shephard” ve “Miss Pettigrew Lives For a Day” adlı filmlerden de tanıyabileceğiniz Amerikan aktör Lee Pace ve daha 10 yaşındaki yeni yetenek Romen Catinca Untaru.

Film “bir zamanlar” Los Angeles’da geçiyor; daha sinemanın ilk günlerinde. Alexandria adındaki kolunu kırmış küçük kız yattığı hastanede dolaşırken bir gün bir odaya girer ve burada yatalak Roy Walker’la tanışır. Roy bir sessiz sinemada düblördür ve, filmde satırlar arasında belirtiği üzere, sevgilisinin gözüne girmeye çalışırken bir kaza geçilmiştir ve belinden aşağısı felçlidir; bu yüzden de artık intihar eğilimlidir. Roy, Alexandria’ya ilk önce adını taşıdığı Alexander, yani Büyük İskender hakkında kısa bir hikaye anlatır, daha sonra hayalgücü fazlasıyla gelişmiş küçük kızı kendine çekmek için ona “epik” bir hikaye anlatmaya başlar. Roy’un anlattığı hikaye kötü kalpli hükümdar Odious’dan öç almaya çalışan 5 mitik kahramanla ilgilidir. Bu hikayeyle Roy, Alexandria’nın sevgisini ve güvenini kazanıp ondan morfin isteyecek ve sonunda intihar edecektir. Roy ve küçük kız kendi hayalgüçlerinde yarattıkları bu epik hikayede yaşamaya başlarlar bir süre. Aslında bu kişiler Roy ve Alexandria’nın her gün bir arada bulunduğu kişilerden esinlenilmiştir.

Film gerçekle içiçe geçen fantastik konusuyla ilgi çekiyor. Lee Pace’in oyunculuğu mükemmel; ancak daha ilk filmi olan Catinca Untaru’nın oyunculuğu üzerinde de durmak lazım. Untaru hiç bilmediği İngilizce’yi repliklerini ezberleyerek öğrenmiş ve yönetmen Untaru’nun hem fiziksel gelişimi hem de İngilizce gelişimi için onun olduğu sahneleri kronolojik olarak çekmiş, böylece Lee Pace’in karakteriyle olan ilişkisi hem daha doğal durmuş hem de kendi karakteri daha gerçekçi sunulmuş.

Filmin çok büyük bir özelliği 18 farklı ülkede, içlerinde İstanbul Ayasofya Müzesi’nin de bulunduğu 36 farklı mekanda çekilmiş. Başta Hindistan olmak üzere filmde Brezilya, Şili, Güney Afrika, Mısır, ABD, Türkiye gibi ülkelerin doğal güzellikleri filme büyüleyici bir atmosfer katmış. Filmde hiçbir özel efekt kullanılmamış, bunların yerine gerçek mekanlar tercih edilmiş. Zaten filmi izlerken de bu mekanların güzelliği ve filmin görselliği izleyiciyi fazlasıyla etkiliyor (şahsen özellikle de Hindistan’da çekilmiş sahneler.)

“The Fall” izleyici kahkahalara boğarken hemen ardından da ağlatabilen bir film. Maalesef başta yönetmenin güvensizliğinden dolayı film yeterince tanıtılmamış ve bu yüzden gerektiği ilgi ve övgüyü görememiş; ama eleştirmenlerden tam not almış. Animasyon ve sessiz film tekniklerini de içinde bulunduran, “Masterpiece” sayılabilecek bu filmi kesinlikle izlemenizi öneriyoruz.

Canlı